Hikayeni Anlat Bir Işık Yak

Zorlu bir yolda hikayeleriyle bize ışık olan LİSTAG Anne ve Babalarına…

İnsanların kalıplaşmış düşünce yapılarını değiştirerek toplumsal değişimi sağlamak oldukça güç bir iştir. Diyelim insanların kafa yapısını değiştirdiniz, bir de onlardan davanız için bir şey yapmasını, gönüllü olmasını ya da finansal destek vermesini istiyorsunuz, işiniz daha da zorlaşır. Savunuculuk , aslında herkesin fayda sağladığı bir ikna sürecidir. İnsanları yaptığınızın onların hayrına olduğuna ikna etmek, varolan kültürü ve kafa yapısını değiştirmek, toplumsal değişim için mücadele eden bireylerin en zorlandığı alanlardan biri.

Fark yaratmak isteyenler için en etkin iletişim yöntemlerinden biri de hikaye anlatıcılığıdır.  Kişisel hikayelerin insanlar üzerinde benzersiz bir etkisi vardır. Kendi yaşamlarımızdan hikayeler anlatmaya ve bunları paylaşmaya başladığımızda, insanlarla samimi, dürüst ve kalbe dokunan bir ilişki de kurmaya başlarız. Artık tüm nörobilim araştırmaları, karar verirken kalbin, akılı açık ara yendiğini ortaya koyuyor. Öyleyse?

Al Gore, küresel ısınmaya dikkat çekmek için Uygunsuz Gerçek kitabını kaleme aldı, belgeselini çekti, yetmedi hikayelerini paylaşmak için dünyanın her köşesini gezdi, hikayelerini anlattı. Bu uygunsuz gerçeği devletlerin gündemine sokmayı başardı.

Aile üyelerinden birinin eşcinsel, biseksüel, trans (travesti-transseksüel), interseks olduğu, ağırlıklı olarak anne ve babalardan oluşan LİSTAG, bir avuç insanla başladığı yolculuğuna her gün çoğalarak devam ediyor. Anne ve babalar bıkmadan usanmadan hikayelerini dünyanın her yerinde, Türkiye’nin en ücra köşelerinde paylaşıyor. Benim Çocuğum belgeseli ise bu hikayeleri daha da görünür kılıyor.

Bir çoğumuz anılarımızı, yaşadıklarımızı, deneyimlerimizi kronolojik bir biçimde anlatmayı hikaye anlatmak sanıyor. Hani “ay anlatsam roman olur,” diyoruz ya. İşte öyle kolay olmuyor o roman. O zaman, toplumsal değişimi ateşlemek için hikayelerimizi nasıl anlatacağız?

Hikaye anlatıcılığı, “ne” olduğundan çok “neden” ve “nasıl” olduğuna odaklanan bir sözel iletişim yöntemi. Genellikle, konuşmalarda ve sunumlarda, neleri yaptığımıza odaklanırız. Simon Sinek’in oldukça meşhur olan TED konuşması Mükemmel Liderler Bir Harekete Nasıl İlham Verirler? başlıklı konuşmasını seyretmenizi tavsiye ederim. Burada  insanları peşinizden sürüklemek için “neden” sorusuna vermeniz gereken öncelik üzerine çok yararlı ipuçları bulacaksınız.

Geçtiğimiz günlerde bir sivil toplum kuruluşu ile gerçekleştirdiğimiz Hikaye Anlatıcılığı Atölyesi’nde katılımcılardan biri, kuruluş ile ilgili yaptığı konuşmaların çoğunda, hikaye olarak kuruluşun tarihini ve kendisinin bu yolculuğa nasıl katıldığını anlattığını söyledi. Aslında hikaye olarak anlattığımız şeylerin, anı, deneyim ya da tarih olduğunun farkına varmamız gerekiyor.  Adı üzerinde işte tarih, temsil ettiğiniz kurumun ya da mücadelenizin tarihini anlatmak, onu hikaye yapmaz. Hikaye, seyircinin duygusal dünyasıyla ilişki kuran ve dramatik yapısı olan sizin tarihinizdir. O nedenle her zaman söylediğim gibi hikayenin matematiği vardır.

Hikaye ile, dinleyicilere sizinle aynı duyguyu hissetme, durumu hayal etme şansı da verirsiniz. Neden anlattığınız şeyi dikkate almaları gerektiğini de etkin olarak anlamalarını sağlarsınız. Unutmayın, o sahneye insanları güldürmeye ya da ağlatmaya çıkmadınız. Bir amacınız var ve hikayeniz bu amaca hizmet etmek durumunda.

Bunun için ufak bir alıştırma önermek isterim. Hikayenizi anlatma amacınızı  6 Kelimede özetleyebilir misiniz? Hikayenizin 6 kelimelik bir başlığı olsa ne olurdu? Bu alıştırmayı çok kez yaptık farklı gruplarla ama bugüne dek beni en çok etkileyen cevap çocuğu cinsiyet değiştiren LİSTAG annesinden geldi: “Evladım çok değişti ama kokusu değişmedi.”

Hikayeler, mesajlarınızı iletebileceğiniz en kolay yöntemdir. Öncelikle mesaj(lar)ınızı belirleyin. Anlatılan hikayenin ana fikiri üzerine düşünün ve bunu anlatacaklarınızla ilişkilendirin. Sadece sizin ne kadar harika olduğunuzu, güçlüklerle baş etmedeki becerinizi mi duyacağız yoksa seyirciye iletmek istediğiniz mesajınız var mı? Burada hemen hatırlatayım, bir hikayede ya da sunumda en fazla  3 mesaja yer verebilirsiniz. Fazlası sadece kafa karıştırır. Konuşmak bir çok insan için karşı konulamaz bir tutku. Özellikle sahne üzerinde konuşmak bir kısım için korkutucu iken bir grup için de bavulundaki herşeyi ortalığa çıkarma şansı. Konuşmanın şehveti diye bir şey var. Elimize fırsat geçtiğinde herşeyi, her detayı vermek, anlatmak istiyoruz. O zaman tekrar hatırlatayım, oraya kendinizi anlatmaya değil amacınız doğrultusunda hikayelerinizi paylaşmaya çıktınız.

Daha önce de üzerinde durduğum gibi hikaye anlatmanızın nedeni toplumsal değişim, insanların istediğiniz yolda düşüncelerini değiştirmek, sizin yolculuğunuza dahil etmeye ikna etmek. Bunun da en etkin yolu hikayeleriniz aracılığıyla, çözdüğünüz sorunun veya savunduğunuz davanın, onun, bütünün, toplumun iyiliği için olduğuna inandırmanız.

Bu nedenle iyi bir hikaye, odaklıdır.  Dinleyen net ve kolay amacınızı anlamalıdır. Odaklanmamış, bir yapısı olmayan bir hikaye sizi hedefinize götürebilir mi?

İyi bir hikayenin tonu olumludur. Ne kadar zorluklardan geçse de mutlu sonu olmalıdır, umut vadetmelidir. 

İyi bir hikaye, hazırlık gerektirir.  Bir çok insan hazırlık yapmayı, önceden yazılmış bir metini doğallıktan uzak bulur. İyi bir hikaye anlatıcısı olmak için hazırlık yapmak, bolca çalışmak gerekir.

İyi bir hikayenin, çerçevesi çizilmelidir. Dinleyiciyi istediğiniz yolculuğa çıkarmak, amacınızın önemini iyi anlamasını sağlamak için dinleyiciye neyin ne olduğunu, olmadığını söylemelisiniz.

İyi bir hikaye prova gerektirir. Bazı durumlarda içinizden geldiği gibi, iç güdünüze güvenerek hazırlıksız, provasız konuşmalar yapabilirsiniz ancak büyük bir seyirci grubuna konuşuyorsanız ya da medya görüşmeleri öncesi prova yapmaya ihtiyacınız var.

Bir çok insan kişisel hikayelerin bir işe yaramadığını, sadece yaptıkları iş üzerine bilgi vermenin yeterli olduğunu düşünüyor. Bazıları da anlatmaya değer hikayeleri olmadığını. Katılımcılığı güçlendirmek, peşinizden kitleleri sürüklemek istiyorsanız, hikayelerinize ve onun büyüleyici gücüne güvenmeniz gerekir. Hikayelerin, insanlar üzerinde tartışılmaz bir etkisi vardır. Hikayeler sadece geçmiş deneyimlerinizle, zaferlerinizle insanları etkilediğiniz bir iletişim yöntemi değildir, nasıl bir dünya yaratmaya çalıştığınızı da hayal etmelerini sağlayan bir yolculuktur. Maya Angelou’nun da söylediği gibi:

İnsanlar ne söylediğinizi unuturlar.

İnsanlar ne yaptığınızı unuturlar.

Ancak onları nasıl hissettirdiğinizi asla unutmazlar…

Hikayeni Anlat Bir Işık Yak” için 2 yorum

  1. Sevgili ŞEYDA,
    Alternatif Yaşam Derneği ekibi olarak yazılarını takip ediyoruz.Bizler 20 yıldır engelsiz yaşam yolculuğu serüveni yaşayan bir gönüllüordusu olarak binlerce kişisel ve toplumsal değişim hikayesinin canlı tanıklarıyız da..Paylaştıklarını her gün artan bir heyecanla ve söylediklerini doğrularcasına yaşıyoruz.
    Türkiye deki sivil insiyatiflerin, sosyal girişimlerin ve dönüşüm yolculuklarının destekçisi olarak seni seviyoruz..

    Liked by 1 kişi

  2. Şeyda dostum, çok güzel bir yazı olmuş yine eline sağlık. Bu arada LISTAG aileleri ile birebir tanışma şansım ve filmi seyretme şansım olmuştu..Çok etkileyici hikayeler vardı..

    Liked by 1 kişi

Yorum bırakın