İkna üzerine bilinen en eski hikaye , Havva’nın Adem’i yasak meyvanın, elmanın tadına bakmaya ikna etmesiyle ilgilidir. Aristo, Retorik (Belagat) adlı eserinde iknanın nasıl bir sanat gibi ele alınması gerektiğini savunur. Aristo’ya göre iyi hitabetin en önemli unsurlarından biri de insan duygularını anlamaktır. Adem ve Havva’yı Bilgi Ağacı’nın yasak meyvasını tatmaya iten duygu ise ebedi bir yaşam ümididir.
Siyasal iknanın en önemli kuralı şeçmeni anlamak ve onunla empati kurabilmektir. Bunu becerebilen siyasal aktörler de bu alanda uzun bir yaşam sürerler. 2 Kasım seçimleri sonrasında , seçim sonuçları üzerine yapılan yorumlar üzerine bu yazıyı yazma ihtiyacı duydum.
Seçmeni anlamak ve onunla empati kurmanın en önemli adımlarından biri de kendi varsayımlarımızdan kurtularak seçmenin söylediklerine kulak vermektir. Elbette adı üstünde ikna, burada tribüne oynamaktan söz etmiyorum, sadece kendi varsayımlarımızı, inançlarımızı, entelektüel jargonlarımızı bir kenara koyarak öncelikle seçmeni, duygularını anlamak, ihtiyaçlarını belirlemek, onların gündelik yaşamları üzerine empati geliştirmekten söz ediyorum.
Seçmen kitlenin büyük bir bölümü gündelik yaşamıyla ilgilidir. O nedenle de gündelik yaşamını onun lehine en iyi biçimde iyileştirecek siyasal aktörlerden yana alır tavırını. 1946 yılından bu yana Türkiye’de seçim sonuçlarına bakıldığında da bu tavrı net bir biçimde görebilirsiniz.
Seçmen davranışlarını değiştirmek ise seçmeni anlamakla başlayan uzun ve emek isteyen bir yolculuktur. Öncelikle bu yolculuğun bir hedefi olmalıdır. Hangi A noktasından hangi B noktasına gitmek istiyorsunuz? Maslow’a göre insanın kendini gerçekleştirebilmesi için bir çok ihtiyacını karşılamış olması gerekmektedir. İhtiyaçlar Hiyerarşisi’nde Fiziksel İhtiyaçlar ve Güvenlik İhtiyacı, ilk sıralardadır ve bundan sonraki adımları atabilmeniz için de bu ihtiyaçların giderilmesi gerekmektedir. Siyasal arenada seçmeni anlamanın en önemli anahtarlarından biri de bu ihtiyacı anlamaktır. Ancak onları diğer katmanlara atacak stratejileri geliştirerek, başka bir dünyanın mümkün olabileceğine ikna edebiliriz.