Okullar Beceri Öğretmeli mi?

 

 

Bilimsel eğitim gören bir doktor mükemmel bir teknisyen olabilir. Fakat yalnız hümanist bir eğitim onu bir insan yapabilir. Louis Pasteur

Öğrencilerin uluslararası ölçekte fen, matematik ve okuma becerilerini ölçen en önemli göstergelerden biri olan PISA’nın 2015 sınavında Türkiye 12 yıl önce aldığı puanların da altına düştü. Aljazeera Turk’ün bu çerçevede hazırladığı PISA 2015’teki Düşüşün Sebebi Ne? başlıklı haberde bu düşüşün nedenleri üzerinde duruluyor.

Haberde MEF Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Erhan Erkut, sonuçlarda sıralamanın ve puanların düşmüş olmasının yanında en üzücü olanın ileri düzeyde beceri sahibi olan öğrenci sayısının azlığı olduğuna dikkati çekiyor ve ekliyor: “Birden altıya kadar öğrencilerin sıralandığı beceri düzeylerinde ikinin altına düşüyoruz. Temel beceri düzeyi ve altı yani. Altıncı düzeye giremiyoruz.”

İşte tam da bu soruna kendimce verdiğim cevap benim eğitim maceramın başlangıcı. Öğrencilerimin çoğunun ezberlediği basit, sıradan bir nedenim var 40 yaşından sonra başladığım eğitimcilik yolculuğum için. “Bizden sonra gelen kuşakla, gençlerle, onlara bir kaç yıl kazandıracak bazı becerileri paylaşmak.” Dolayısıyla belki de bizim boşu boşuna kaybettiğimiz bir kaç yılı onlara kazandırmak.

21. Yüzyıl Becerileri diyebileceğimiz bir çok beceri batılı eğitim sistemlerinde neredeyse ilkokul seviyesinde kazanılırken, Türkiye’de ancak iş yaşamına adım atıldığında bu beceri eğitimlerinin önemi ve gereği anlaşılıyor. Bu süreçte de ciddi bir zaman kaybı, stres ve hayalkırıklığı yaşanıyor. İş yaşamını bırakın okul sonrası yaşama hazır değil bir çok üniversite mezunu genç.

Sorun Çözme, Yaratıcılık, İletişim, Kişilerarası İletişim, İşbirliği Yapma, Zaman Yönetimi, Girişimcilik, Eleştirel Düşünce, Liderlik gibi beceri eğitimlerinin ilk, orta ve yüksek öğretim müfredatlarına girmesi için mücadele eden, bu alanda yenilikçi ve etkin çalışmalar yapan az sayıda vizyoner var ancak halen eğitim kurumları “beceri kazandıran” kurumlar olmaktan oldukça uzak. Beceri deyince akla sadece yemek, dikiş, marangozluk, tamir geliyor ne yazık ki! Tabii bir de yarış atı gibi sınavlara hazırlanmak.

Peki ne yapmak lazım?

Aslında cevabı da yine aynı haberde Erkut veriyor:

“Öte yandan PISA’da başarılı olmak istiyorsak içeriğin beceri odaklı ve öğretmen yerine öğrenci odaklı olması gerekiyor. Aktivitelerle, sunumlarla, projelerle öğrenmenin gerçekleşmesi lazım.”

Bu çok zor mu? Hayır değil. Türkiye’nin okullaşma ortalaması 6.5 yıl (Yani orta 2 terk). Bu bazı illerde 3.89’a düşüyor. Bu oranın yükselmesi için uzun, kararlı ve planlı bir çalışma gerekiyor. Ama bütün bu çalışmaların da insan, öğrenci ve beceri odaklı olması gerekiyor. Hepimize gerçekten çok iş düşüyor.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s